Evrenin Dini çok
iddialı bir başlık… Anlatacaklarımı, anlatabileceklerimi lütfen, benim bu güne
kadar öğrenebildiklerim olarak değerlendirin. Daha çoğunu, daha iyisini bilen
muhakkak vardır, ve keşke onlar da paylaşsalar, ben de onlardan daha fazlasını
öğrenebilsem…
Evrenin dini
derken, sadece dünyada geçerli olmayan, ama dünya da evrenin bir parçası olduğu
için, dünyada da geçerli olan bir dinden bahsediyorum. Evrenin her yerinde
geçerli olan temel kurallar ve kabullerden bahsediyorum. Bunları nereden
bildiğimi bilmiyorum. Ne bir melek, ne bir kanal, ne de vahiyler… Sadece
öğrendiklerimden sonrasında yaptığım derin tefekkürler ve meditasyonlar
sonrasında zihnimde zuhur eden ilhamlar… Bu ilhamlar üzerinde yaptığım uzun ve derin
düşünmeler sonunda ulaştığım fikirler…. Bu fikirler üzerinde yaptığım
araştırmalar sonucunda gelişen, ve elbette tartışılabilir, kusurlara açık
önermeler….
Yani aslında
anlatacaklarım benim için gerçek, ya da “hakikat”. Başkaları bambaşka bir
şekilde düşünüp, inanabilirler. Kimse beni inançlarımı ve düşüncelerimi
savunmaya zorlayamayacağı gibi, ben de kimsenin inancını yargılayamam. Zaten
anlatmaya çalışacağım din önerisi de, tamamen bunun üzerine kurulu. Hangi
dinden olursak de, ya da hiçbir dine ait olmasak da değişmeyecek temel kurallar
bunlar. Bu temel üzerine, her türlü din ya da inancın mabedi inşa edilebilir.
Yani, bu kuralları temel kabul ettikten sonra, bunlara ilave edilebilecek her
türlü bireysel, ya da kitlesel inanç da en az benimkiler kadar aziz. O yüzden,
ne kimsenin inancına bir söz söylüyorum, ne de kendi inancımı empoze ediyorum.
Herkes istediğine inansın, istediği yolda ilerlesin. Birileri benim
söylediklerimi duyar, düşünür, ya da benimserse, görevimi yapmış olurum. Bu bir
tek kişi olsa da, hatta hiç kimse olmasa da, önemli değil. Benim görevim bunu
anlatmak. Sonrası açıklayacağım gibi, yine ortak kararlarımızla gerçekleşecek…
Bugüne kadar az
yazmadım, ama beni en çok heyecanlandıran yazım bu. Klavyede parmaklarım çok
kararsız. Yazacaklarımı bilmediğim için değil, onları çok iyi biliyorum, ama
yazıp yazmama kararsızlığıyla, kendimle mücadeleyle geçirdiğim çok uzun bir
dönem var. Ve bu dönemin sonunda, bir konferans vermem istendiğinde, başlık
olarak aklımda birden evrenin dini sözcükleri zuhur edince, artık kendime
direnmeyi bıraktım. Bu yazıları hızlı ve üzerinde uğraşmadan, klavyeden aktığı
gibi yazacağım, daha sonra düzeltme ve ilaveler yapabilirim.
Dünyaya harika bir
ailenin parçası olmak dışında, hangi nedenle geldiğimi hepimiz gibi çok
sorguladım. Eşim bana “kendi kendine öğrenme birincisi” der. Sanırım beni en
iyi tarif eden lakaplarımdan biri bu. Çok küçük yaşlardan beri, gizli ve
gizemli olanı merak ettim. Yine çok küçük yaşlardan beri, hem dinler ve
felsefeyi, hem de ezoterik ve batıni öğretileri, hem teorik, hem pratik düzeyde
inceledim. Pratik çalışmalardan ve sağladıkları açılımlardan çok faydalandım.
Daha yolum olmasına rağmen, zihnimi arındırdım, ruhumu eğittim, ezbersiz olmaya
doğru gidiyorum. Bu yolda bana çok şey öğretenler de oldu. Ama ne bir guru, ne
bir şeyh, ya da ne bir hoca, beni şekillendirmedi. Bu yüzden, zaten öğrenmeye
devam eden, hatalar yapmış ve yapacak biri olarak, ben de asla böyle bir
pozisyonda olmak istemiyorum. Başkalarına göre daha çok soruya cevap
verebilmek, kimseyi bütün sorulara cevap verebilecek bir konuma getirmez. Bu
yüzden söyleyeceğim, bildiklerimin yettiği kadar sorulara yanıt vereceğim, ama
bilmediklerimi öğrenmek için çaba göstermeye de devam edeceğim. Çünkü
söyleyebileceklerim temel kurallar olsa da, her zaman çok daha fazlası var,
öğrenme yolculuğunun sonu yok. Ve insan olarak yaşadıkça, hiçbir zaman “her
şeyi” öğrenemeyeceğiz. Çünkü sınırlı ve sınırlandırılmış zihinlerimiz var. Ne
kadar çaba gösterirsek gösterelim, zihnimizi arındırsak da, hatta durdurabilsek
de, hayatımız sürdükçe hiçbir zaman insan zihninin sınırlarından
kurtulamayacağız. Ama algıladıklarımız, fark ettiklerimiz hep artacak. Benim
katkım ulaşabildiğim bilgilerin, bunu seçebilecek olan bazılarına yol ışığı
olabilmesi…
Eğer burada
paylaşılanları aklınız veya kalbiniz kabul ederse, ve katılırsanız, sizlerden
tek dileğim, katıldığınız bölümleri ilgisini çekebileceğini düşündüğünüz
kişilere de ulaştırmanız. Hakikat yolculuğu başlasın…
Güzel bir yolculuğun başlangıcında hissettim kendimi..
YanıtlaSilUmberto Eco'nun Foucault Sarkacını okurken yazdığım bir paragrafı paylaşmak isterim."İlginizi çeken her kitabı okuduğunuzda kendinizden birşey bulmaz mısınız?Sanki sizin dahi farkında olmadığınız bilinç altınızda yatan bilgilerin ortaya çıkıp,sizin gibi düşünenlerin var olduğunu görüp ,hayranlık hissetmez misiniz?Kutsal kitabın ilk ayetinin "ikra"(oku) olduğunun,ve bununda,bildiğimiz şeylerin bilinmesini sağlayacak tek yöntem olduğunu farketmez misiniz?Okuduğunuz bir cümle,cümlede ki bir kelime veya bir ses derinlerden bir yerlerden bilgi dağarcığınızdan gelenlere yol açtığını düşünmez misiniz?
YanıtlaSilHep bir şeyler yapmak istedim.Kitap yazmak(aforizmalar,kısa hikayeler,denemeler)ama vazgeçtim iyi bir oyuncu olamayacaksam iyi bir izleyici olmaya karar verdim.Yolunuz açık olsun.